Ben acizliğime kelam hırkasını giydirip kulağa küpe sözler etmek istiyorum; acziyete düşüren çaresizliğe dair.
Bir insanın yaşayacağı en kötü duygu nedir diye sorsalar tereddüt etmeden
çaresizlik derim. Sizi acıdan ağlatan mutsuzluğa bile haddini bildirecek kadar
geniştir çaresizliğin hududu. Nefes alamıyorum dediğiniz karanlık gecelerde
bile ciğerinize ne çok hava çektiğinizi fark ettirir.
Çaresizlik sizi, cümle alemde bulunan
kuyuların dehlizlerine atar. Okyanusun ucu görünmeyen karanlıklarında bırakır
bir başınıza. Acılar çektirir, derin uykulardan uyandırır. Sizi; ‘Beni bugün
kimse üzemez.’ dediğiniz anda, bir köşe başında, başınız ellerinizin arasında
çökmeye mecbur bırakır çaresizlik.
Gülmeyi hesabınızdan zaten çıkarın ama
ağlamayı bile özler olursunuz. Okyanusta bir damla etmeyecek yaş için cümle
denizleri yakasınız gelir, sırf o damla gözünüzden akmıyor diye.
Ayağınızın altından yer kayar, gök kayar. Kıtalar
birken bin olur, yıldızlar dökülür tepenizden. Alemi yerinden oynatan
kıyametler koparken çevrenizde siz bir milim oynamazsınız yerinizden.
Çaresizlik sizi bir gece uyandırır toz pembe
rüyalardan. Sonsuza kadar süreceğini sandığınız gülüşleriniz tek bir düşünceyle
solar. Cümle alemi seyrettiğiniz pencerenin birer parmaklığa dönüştüğüne şahit
olur gözleriniz. Bir an gelir hatırladıklarınızın hangisi rüyaydı, hangisi bir
zamanların yaşantısıydı bilemez olursunuz.
Aslında bakarsanız bu ruhsuz tat çaresizlik
mi, ondan da emin değilim. Zira ben bir duyguyu tarif ederken bile böylesine
çaresiz kalmamıştım.
Lakin yine de huzursuz bir günün gecesinde ‘Şimdi
tekrar ne yapsam dedirtme bana Ya Rabbi’ nidasıyla yankılanırsa gönül eviniz,
bilin ki ucu görünmeyen bir dehlizdesiniz.
Bir an takat bulursanız bir kelam edin
çaresiz kalanlar adına. Kulağa küpe diye tutturun çaresizler sokağına.
Yorumlar
Yorum Gönder