Böylelerinin insan huzurunu ve akıl sağlığını bozup, huzurla ve sağlıkla yaşamalarını hazmedemiyorum. Onların ettikleri kelamlar yüreklerine dert olup oturmazken muhatabının gönlünün en ücra köşelerine çöreklenmesini istemiyorum.
Bilmedikleri hayatları, tecrübe etmedikleri acıları hiç düşünülmeden kurulmuş cümlelerle insanlara satmaları omuzlarıma yük diye biniyor. Varlığını bir kez sorgulamamış kişilerin, diğer insanların kendilerini varlıklarından şüphe ettirecek kadar yok saymaları, zatlarını nimetten görmeleri oturup çocuk gibi ağlamama yetiyor.
Bazen bazı dertleri anlatmak için süslü cümlelere gerek duymuyorum. Yalnızca haykırmak istiyorum. Hakikati öylece bağırmak istiyorum. "Kendinize gelsenize. Dönüp etrafınıza ve dünyaya insan gözüyle baksanıza." demek için yanıp tutuşuyorum. Çok bir şey istemiyorum. İnsanın özüne dönmesini arzuluyorum. Özüne dönenin kendinden özge bir derdinin olmayacağını biliyorum.
Neden böylesi kelamlar ediyorum biliyor musunuz? Bilmezsiniz, söyleyeyim. Yoruldum.
İnsanın bencilliğinden yoruldum. Herkesin beylik laflarına karşılık beylik laflar edemeyişime yoruldum. Kırılıp da içime bile susmaktan yoruldum. İnsansoyunun beklentilerinden, o beklentilere koşmaktan, yetişememekten, kendimi kaybetmekten ve o benliği arayıp da bulamamaktan yoruldum.
Ben var olmanın o dayanılmaz hafifliğinden bile yoruldum.
Yorulduğum o kadar çok şey var ki canım insanlar... Bakın mesela anlatılan dert ardından atılan baygın bakışlardan, anlatılmayan derde "Amma ketumsun." demelerden de yoruldum. O kelamın çıkışı ve dahi içinde tutuluşu bile başka bir dert insana. Söyleyin hadi, sizinle ne yapmalı? Nasıl yola gitmeli?
Evet, epey yoruldum.
Bu kez kelamlarımı süslemeden geldim. Gizlemeden, sizin putlarınızı sizin yüzünüze vurmak için geldim. Siz yine düşünmeyeceksiniz, biliyorum. Yine bilmediğiniz meselelerde beylik laflar edeceksiniz. Ben ve benim gibiler yine o beylik laflar karşısında çok büyük susacaklar. Sonra benim susa susa bağırmalarım yine kar etmeyecek ve bu cümlelerimi yine önünüze süsleyerek sunacağım.
Ben dert diye size anlattığımda yüzünüzü astığınız o cümleleri süsleyip yeniden sofranıza koyduğumda, sanat diye okuyacaksınız. Sonrası alkış, kıyamet.
Aslında bu yüzsüzlük size ayıp olarak yeter ama siz onu da anlamayacaksınız.
Beşerdir. Yine şaşacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder